Masis Kürkçügil ve Mahmut Memduh Uyan’ın konuşmacı olarak katıldığı ‘‘Barış Süreci ve Türkiye Sosyalist Hareketi’’ söyleşisi 20 Aralık Çarşamba akşamı İstanbul Makine Mühendisleri Odası’nda gerçekleştirildi. Yaklaşık 70 kişinin katıldığı toplantıda ilk konuşmayı yapan Kürkçügil, AKP ve Kürt hareketi arasında yapılan görüşmelerin başta sosyalist hareket olmak üzere ülkede daha fazla demokrasi özlemi içerisinde olanlar açısından herhangi bir yanılsamaya düşmeden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kürkçügil konuşmasında Cumhuriyet’in kuruluşuyla devralınan ve geçtiğimiz kırk yıllık zaman zarfında giderek derinleşen Kürt sorunun çözümü yönünde atılan adımların kaçınılmaz olarak daha fazla demokrasi anlamına gelmeyeceğini fakat esas muhatabın Kürt halkı olduğunu ve Kürtlerin kimlik, ana dil ve tanınma taleplerinin kısmen de olsa karşılanmasının Türkiye’nin yeni anayasa süreciyle daha da otoriterleşeceği tespitinin karşısına konularak tartışılmaması gerektiğini vurguladı. Bu noktada sosyalistlerin esas görevinin, Kürtlerin taleplerini reddeden bir pozisyon almadan AKP’nin otoriter ve emperyal heveslerine karşı birleşik bir mücadeleyi yükseltmek olduğunu ifade etti.
Mahmut Memduh Uyan konuşmasına AKP’nin kamuoyunda sürecin tamamlandığına dair bir izlenim yarattığını ve başta Kürt hareketi olmak toplumsal muhalefeti pasif bir konuma itmek için büyük bir çaba harcadığını belirterek başladı. Uyan, müzakere sürecinin AKP’nin murad ettiği gibi sorunsuz bir seyir izlemeyeceğini, özellikle Ortadoğu’daki dengelerin buna müsaade etmeyeceğini belirtti. Bu nedenle sosyalist hareketin bir kesiminin “eğer Kürtler başkanlık sistemine razı olurlarsa, referandumda hayır deriz” tutumunun bu pasif konumu kabullenmek olduğunun ve Kürt halkının talepleri karşısından şoven, milliyetçi güçlerle aynı safta yer almak anlamına geleceğinin altını çizdi. Kürt ulusal hareketinin ciddi bir siyasal deneyime sahip olduğunu vurgulayan Uyan, sosyalist hareketin AKP’nin başkanlık sistemi ve Ortadoğu’da bölgesel güç olma planlarına karşı mücadeleyi sadece Kürtlerin omuzlarına yıkmaması gerektiğinin altını çizerken müzakerelerin kaçınılmaz olarak sınıf mücadelesini yükselteceği gibi bir yanılsamaya kapılmamak da gerektiğini vurguladı. Söyleşi, katılımcıların soru ve katkılarıyla devam etti.