Birleşik Emek Koordinasyonu 11 Mart 2018 tarihinde yaptığı toplantıyla İzmir’de kuruluşunun ilk adımını attı. Toplantıya Soma maden işçilerinden inşaat işçilerine, belediyelerde çalışan işçilerden güvenlik işçilerine, akaryakıt işçilerinden KHK ile ihraç edilen kamu çalışanlarına ve emeklilere kadar geniş bir yelpazede farklı iş kollarından birçok insan katılarak söz aldı. Birleşik Emek Koordinasyonu kuruluş toplantısında söz alan işçilerin sorun, tespit ve önerileri şunlardır:

1. Sermayenin ve devletin işçiler karşısında her düzeyde örgütlü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Sermayenin saldırılarını göğüsleyecek, bu saldırılar karşısında duracak güçlü ve örgütlü bir sınıf hareketinden bahsetmek henüz mümkün değil. Dolayısıyla emek alanında ortak bir mücadele hattının kurulması öncelikli görevimizdir.

2. İşçiler bir yandan sermaye düzeniyle ve onun sömürü politikalarıyla mücadele ederken bir yandan da üyesi oldukları sendika yöneticileriyle de mücadele etmek zorunda bırakılıyorlar. Kimi sendikalar işçiler arasında etnik, mezhepsel, ast-üst, siyasi görüş üzerinden kutuplaşma yaratıyor. Sendika yöneticilerinin yüksek maaşları, kötü toplu sözleşme pratikleri ve sendikaları şirket gibi yönetmeleri nedeniyle işçiler arasında sendikalara karşı güvensizlik oluşuyor. Bürokratik, üyesine sahip çıkmayan ve yöneticilerin kendi safahatını düşündüğü sendikal anlayışın yok olmasını sağlayacak güç bizim ellerimizdedir. İşçilerin gerçek örgütlenme zeminleri olan “işçi meclisleri/komiteleri/konseyleri” gibi işçi sınıfının örgütlenme araç ve zeminlerini kurmak temel görevimizdir.

3. Sömürü her düzeyde katmerlenerek artıyor. Esnek, güvencesiz ve kuralsız çalışma biçimleri yaygınlaşarak devam ediyor. İşçi sınıfının her düzeyde cendereye alındığı, yalnızlaştırıldığı, mobinge, işçi ölümlerine, hak gasplarına, sigortasız ve kayıt dışı çalışmaya mecbur bırakıldığı bir dönemde; bu ablukayı dağıtacak bir mücadele hattının fikri ve pratik düzeyde kurulma zorunluluğu aşikardır. Yüzümüzü işçi sınıfına dönerek, sınıf mücadelesini temel alan bir perspektife sahip olmalı ve yığınağını bu alana yapmalıyız. İşçi sınıfı mücadelesini yükseltmeli, konjonktürü beklemek yerine, ona hazırlıklı olmalıyız. Ülkenin neresinde olursa olsun, işçi sınıfı hareketi içerisinde her ne oluyorsa kulağımızı kabartmalı, işçilerin direnişlerini sahiplenmeliyiz.

4. Sermayenin örgütlülüğü karşısında, işçilerin öz örgütlenme araçlarını yaratacak zeminlere ihtiyaç vardır. Dolayısıyla hangi iş kolundan, hangi siyasi görüşten, hangi yaştan, hangi cinsiyetten, kimlikten olursa olsun; sınıf bilinciyle yola çıkan tüm işçilerin eşit söz hakkı ile kendini var edeceği meclisler biçiminde örgütleneceğiz. Demokratik ve yatay, farklı iş kollarında çalışan işçilerin ortaklaşabileceği, işçilerin kardeşleşmesini sağlayacak örgütlenme biçimleriyle, kapsayıcı bir mücadele hattını oluşturmak İzmir Birleşik Emek Koordinasyonu’nun en önemli görevlerindendir.

Birleşik Emek Koordinasyonu İzmir olarak, İzmir’deki ve Ege Bölgesi’nde ki işçilerin meclisleşme ve örgütlenme zeminlerini yaratmak hedefiyle yola çıktık. Taşeron sistemi, güvencesiz ve esnek çalışma koşullarına karşı işçilerin dayanışma ve mücadele zeminlerini büyüteceğiz. İşçilerin yaşadığı sorunları, ortak talepler etrafında örgütleyerek çözüme kavuşturmak için hareket edeceğiz. Birleşik emek mücadelesini en geniş zemine yaymak ve ortak kararlarımızı hayata geçirmek için bir yürütme kuracağız ve her hafta yapacağımız toplantılarla mücadelemizi ileriye taşıyacağız.

İlk İzmir yürütme toplantısını 24 Mart Cumartesi günü gerçekleştireceğiz, tüm işçi ve işçi dostlarını toplantıya bekliyoruz.