Suruç’taki katliam hakında ilk bilgilerin alındığı şu anda IŞİD’in PYD-YPG karşısında kaybettiği mevzilere karşılık olarak, seçim arifesinde Diyarbakır’da yapılandan çok daha güçlü bir saldırı düzenlediği anlaşılmakta.
 
Olayın failinin  IŞİD olması hükümetin yurttaşları karşısındaki görevlerini ihmal ettiği veya Diyarbakır canisi örneğinde olduğu gibi gereken “hassasiyeti” göstermediğini örtmez.
 
Başbakan Davutoğlu henüz Dışişleri bakanı iken “IŞİD radikal, terörize gibi bir yapı olarak görülebilir ama katılanlar arasında Türkler, Araplar, Kürtler vardır. Oradaki yapı, daha önceki hoşnutsuzluklar, öfkeler büyük bir cephede geniş bir reaksiyon doğurdu” demişti.
 
Ortadoğu’da Kürtlere karşı IŞİD’i ehveni şer veya PKK ile IŞİD’i aynı görmenin oluşturduğu bir gedik bu tür saldırıları kolaylaştırmaktadır.
 
Ortadoğu’da barbarlığa karşı Kobanê’de cisimleşen mücadele bugün her zamankinden daha yaşamsal bir önem kazanmış bulunmaktadır.
 
Suruç’ta yitirdiklerimiz bu davanın ayrılmaz bir parçası olarak mücadelemize ışık tutacaklardır.

 

Saldırıyı kınamak ve hesabını sormak için 20 Temmuz Pazartesi saat 19:00’da Tünel’de buluşuyoruz.