Esther Vivas

 

Via Campesina, dünyanın en önde gelen uluslararası küçük çiftçiler hareketidir. Bütün halkların gıda egemenliği hakkını savunur. Via Campesina 1993 yılında küreselleşme karşıtı hareketin şafağında kurulmuş ve zaman geçtikçe neoliberal küreselleşmeye karşı duruş sergileyen en büyük örgütlerden biri haline gelmiştir. Yükselişi, neoliberal politikalar ve Dünya Ticaret Örgütü’nde somutlaşan bu politikaların yoğunlaşması sebebiyle kırsal hayatın tahrip edilmesine direnişin bir ifadesidir. (Antentas ve Vivas, 2009a)

Kuruluşundan bu yana Via Campesina politikleşmiş, toprakla, gıda üretimiyle ve gıda egemenliğini savunmakla bağlantısı olan – bugünün tarım ticareti modeline karşıt olarak inşa olmuş – bir “kadın köylü” kimliğini destekledi. (Desmarais, 2007). Via Campesina, küreselleşme karşıtı hareket tarafından ortaya konan uluslararası direnişin “köylü bileşeni” olarak görülebilecek (Antentas and Vivas, 2009) yeni bir “köylü enternasyonalizmi” tarzını benimsemekte. (Bello, 2009).

Via Campesina, 1996 yılında Roma’da Gıda ve Tarım Örgütü’ndeki Dünya Gıda Zirvesi ile eş zamanlı olarak, son derece adaletsiz ve yağmacı mevcut gıda sistemine siyasi bir alternatif olarak gıda egemenliğine dikkat çekti. Bu geçmişe romantik bir dönüş anlamına gelmiyor, bilâkis, bilgiyi ve geleneksel pratikleri yeniden değerlendirmek ve bunları yeni teknolojilerle ve yeni bilgilerle birleştirmeyi ifade ediyor. (Desmarais, 2007) McMichael’ın ifade ettiği üzere (2006), gıda üretimi ve dağıtımının demokratik biçimlerini teşvik etmek için küresel gıda sisteminin yeniden düşünüleceği bir tarzda, “küçük olanın savunulması” söz konusu.

 

Feminist bir perspektif

 

Zaman içinde Via Campesina bünyesindeki örgütler içinde cinsiyet eşitliği sağlamaya çalışarak ve diğer gruplarla birlikte uluslararası Dünya Kadın Yürüyüşü ile ittifak kurarak feminist bir perspektif inşa etti.

Via Campesina’nın kalbinde kadınların mücadelesi iki düzeyde yer alıyor: Kadınlar olarak örgütlerde ve genel olarak toplumda haklarını savunmak ve köylü kadınlar olarak meslektaşları ile birlikte neoliberal tarım modeline karşı mücadele. (EHNE ve Via Campesina, 2009).

Via Campesina’daki feminist çalışmalarda, başlangıcından bu yana önemli adımlar atıldı. 1993’te Belçika-Mons’taki ilk Uluslararası Konferans’ta seçilmiş bütün koordinatörler erkekti. Sonuç bildirisinde kırsalda yaşayan kadınların durumu neredeyse hiç zikredilmedi. Kadınların ihtiyaçlarının Via Campesina’nın çalışmalarıyla bütünleştirilmesi gerektiği belirtildiyse de, konferans birbiri ardına yapılan toplantılara kadınların katılımını sağlayacak mekanizmaları hayata geçirmeyi başaramadı. Dolayısıyla 1996’da Meksika-Tlaxala’daki 2. Uluslararası Konferans’ta katılımcı kadınların oranı, 1. Uluslararası Konferans’taki oranın aynısı, yani toplamda yüzde 20 oldu. Bu meseleye dikkat çekmek için (daha sonra Via Campesina Kadınlar Komitesi olarak bilinen) özel bir kadınlar komitesi oluşturuldu ve daha iyi düzeyde bir temsiliyet ve katılıma imkân veren yöntemler harekete geçirildi.

Bu adım, Via Campesina’da feminist analizlerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırdı. Böylece, Via Campesina 1996’da Roma’daki Gıda ve Tarım Örgütü Dünya Gıda Zirvesi’nde gıda egemenliği kavramını kamuoyuna sunduğunda kadınlar kendi talepleriyle katkı sağladılar. Bu talepler arasında gıdanın yerel olarak üretilmesi ihtiyacı da vardı ve zararlı kimyasal girdilerin etkili bir şekilde kısıtlanmasını ve organik tarımın etkin biçimde teşvik edilmesini talep ederek buna “insan sağlığı” ve “sürdürülebilir tarım pratikleri” boyutunu da eklediler. Bunun yanı sıra kadınlar, kırsal politikaların tanımı yapılırken daha fazla kadın katılımı olmadan gıda egemenliğinin sağlanamayacağında da ısrar ettiler. (Desmarais, 2007)

Kadınlar Komisyonu’nun uluslararası zirvelerle çakışacak şekilde kadınlara özel toplantılar yapmayı da kapsayan çalışmalarının, farklı ülkelerden kadınlar arasındaki deneyim paylaşımını teşvik etmeye de katkısı oldu. 1996 ve 2000 yılları arasında Komisyon’un çalışmaları – eğitim, paylaşım ve tartışmalar aracılığıyla – temel olarak Latin Amerika’ya odaklandı ve kırsaldan gelen kadınlar Via Campesina’nın her düzeyinde ve her faaliyetinde katılımlarını artırdılar.

Ekim 2000’de, Via Campesina’nın Hindistan-Bangalore’da gerçekleştirdiği 3. Uluslararası Konferans’ından hemen önce, 1. Uluslararası Kadın Çiftçiler Meclisi örgütlendi. Bu meclis örgütteki kadınların daha geniş katılımına imkân verdi. Meclis kendine üç temel hedef belirledi: 1) Via Campesina’nın karar ve faaliyetlerinin her düzeyinde yüzde 50 kadın katılımı sağlamak, 2) Kadınlar Komisyonu’nu devam ettirmek ve güçlendirmek ve 3) Via Campesina belgelerinin, eğitim faaliyetlerinin ve konuşmalarının cinsiyetçi bir içeriğe ya da dile sahip olmamasını sağlamak (Desmarais, 2007).

Konferanstaki üyeler, kurumsal yapının cinsiyet eşitliği sağlanacak şekilde değiştirilmesini kabul ettiler. Via Campesina’dan Paul Nicholson’un ifade ettiği gibi: “[Bangalore’da] Örgütümüzdeki her temsil mekânında ve konumunda kadınlar ve erkekler arasındaki eşitliğin, kadın köylülerin hakları için mücadele eden kadınların rolüne dair yepyeni bir içsel düşünme süreci başlattığı ortaya çıktı… Bugün toplumsal cinsiyet perspektifine ciddiyetle dikkat çekiliyor; yalnızca sorumluluklarda eşitlik bağlamında değil, aynı zamanda ataerkinin kökenleri ve dokunaçları ve kırsal dünyada kadına yönelik şiddet üzerine derin tartışmalar bağlamında.” (Gıda Egemenliği, Biyoçeşitlilik ve Kültürler, 2010: 8).

Bu strateji, Via Campesina üyesi örgütleri çalışmalarını toplumsal cinsiyet perspektifinden ulusal ve bölgesel düzeyde yeniden düşünmeye ve kadınların rolünü güçlendirmeye yönelik yeni önlemler geliştirmeye zorladı. (Desmarais, 2007). Fransa’daki Köylü Kadınlar Konfederasyonu’ndan Josie Riffaud’nun ifade ettiği gibi: “Bu karar, benim üyesi olduğum Köylü Kadınlar Konfederasyonu’nda kabul edildiği üzere, Via Campesina’da toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ciddi bir eleştiriydi. Biz de bu önlemi uyguluyoruz.” (Via Campesina, 2006: 15).

2004’te Brezilya’nın Sao Paolo kentinde gerçekleştirilen 4. Uluslararası Konferans’ın bir parçası olarak, 2. Uluslararası Kadın Çiftçiler Meclisi, tüm kıtalardan 47 ülkeden 100’den fazla kadını bir araya getirdi. Toplantıda ortaya çıkan temel eylem hatları, ulusal ve uluslararası düzeyde kadına yönelik fiziksel ve cinsel şiddete karşı harekete geçmek, eşit haklar talep etmek ve eğitime yatırımdı. Sonuç bildirisinde ifade edildiği gibi: “Onurlu yaşama hakkı, cinsel ve üreme haklarımıza saygı ve fiziksel, cinsel, sözlü ve psikolojik şiddetin her biçiminin yok edilmesi için gerekli önlemlerin derhal hayata geçirilmesini talep ediyoruz… Devletleri ekonomik özerkliğimizi, toprağa, sağlığa ve eğitime erişimimizi ve eşit toplumsal statüyü sağlayacak önlemleri yürürlüğe koymaya davet ediyoruz.” (2. Uluslararası Kadın Çiftçiler Meclisi, 2004).

Ekim 2006’da Via Campesina Dünya Kadınlar Kongresi İspanya-Santiago de Compostela’da toplandı. Katılımcılar arasında Asya, Kuzey Amerika, Avrupa, Afrika ve Latin Amerika’daki tarım örgütlerinden gelen, feminist bir bakış açısından tarlada eşitliğin ne anlama geldiğini ve bu eşitliği elde etmek için gereken eylem planını analiz etmeyi ve tartışmayı hedefleyen kadınlar bulunuyordu. Sunumlardan birinde – Dominik Cumhuriyeti’nden Sergia Galvan, Kadın Sağlığı Kolektifi – işaret edildiği üzere, Via Campesina kadınlarının önünde üç temel güçlük vardı:

1) Ana akım feminist analiz içinde feminist köylü perspektifini inşa etmek için kuramsal tartışmayı ilerletmek,

2) Kırsal kadınlar hareketinin sağlamlaşması için hayati bir referans olan özerklik üzerinde çalışmaya devam etmek,

3) Erkekler üzerinde daha yüksek iktidar konumları için mücadele ederken suçluluk duygusunu aşmak (Via Campesina, 2006).

Via Campesina Dünya Kadınlar Kongresi, Via Campesina’da kadınların sesinin daha da güçlendirilmesi ihtiyacının altını çizdi ve mücadele için bilginin ve belirli planların daha fazla paylaşılması için gereken mekanizmaları oluşturdu. Somut öneriler arasında, kadına yönelik şiddetle savaşmak, Via Campesina’nın bir parçası olan bütün örgütlerde bu tartışmayı yaygınlaştırmak ve toprağa, krediye, pazarlara ve yönetimsel haklara erişimde eşitlik talep eden kırsal kadınların haklarının tanınmasına çalışmak için küresel bir kampanya inşa etmek vardı. (Via Campesina, 2006).

Ekim 2008’de Mozambik-Maputo’daki 5. Uluslararası Konferans’ta Via Campesina 3. Uluslararası Kadın Meclisi’ne ev sahipliği yaptı. Meclis, kadınların toplumda karşı karşıya kaldıkları, kırsal topluluklarda ve örgütlerde de var olan (fiziksel, ekonomik, toplumsal, cinsel, kültürel ve güce erişimi engelleyen) tüm şiddet biçimlerini hedef alan bir kampanya başlatılmasını onayladı.

Daha fazla cinsiyet eşitliği elde etmeyi hedefleyen çalışmaları yürütmek kolay değil. Resmi düzeydeki eşitliğe rağmen, kadınlar seyahatlerde ya da toplantı ve buluşmalara katılırken engellerle karşı karşıya kalıyorlar. Annette Desmarais’in belirttiği gibi (2007:282), “Kadınların bu düzeyde katılım göstermemesinin pek çok sebebi var. Belki de bunlardan en önemlisi, eşitsiz cinsiyet ilişkilerini ve adaletsizliği sürdüren ideolojilerin ve kültürel pratiklerin devam etmesi. Örneğin, cinsiyete dayalı işbölümü, kırsaldaki kadınların en değerli kaynaklara, zamana, tarım örgütlerinde liderlik konumlarına daha az erişimi anlamına geliyor. Üremeye, üretime ve toplum hizmetlerine dayalı işlere dâhil olmak, kadınların liderler olarak öğrenmeye yönelik eğitim oturumları için zaman bulmalarını çok daha güç hale getiriyor.”

Bu, akıntıya karşı bir mücadele ve bazı somut zaferlere rağmen, hem örgütlerimizde hem de genel olarak uzun sürecek bir savaşla karşı karşıyayız.

İttifaklar Örmek

Via Campesina, ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde çeşitli örgütlerle ve toplumsal hareketlerle ittifak kurdu. En önemli ittifaklardan biri, birleşik eylem ve toplantı çağrıları yapan, 2007’de Mali’de düzenlenen Uluslararası Gıda Egemenliği Forumu gibi etkinliklere katkı sunan, öncü bir küresel feminist ağ olan Dünya Kadın Yürüyüşü ile kurduğu ittifak oldu.

İki ağ arasındaki ilk buluşma, küreselleşme karşıtı hareket içinde gerçekleşti; burada amaç, Dünya Sosyal Forumu içindeki karşı-zirveleri ve faaliyetleri kararlaştırmaktı. Via Campesina içinde feminist bir bakış açısının inşa edilmesi daha fazla dayanışma doğurdu ve bu zaman içinde gelişti. 2007’de Mali-Sélingué’de gerçekleştirilen Gıda Egemenliği Forumu, gıda egemenliğini teşvik etmek için geniş bir yelpazedeki toplumsal hareketler (çiftçiler, balıkçılar, tüketiciler) içinde stratejiler geliştirmek üzere Via Campesina, Dünya Kadın Yürüyüşü, Dünya Balıkçı Halklar Forumu ve daha pek çoğu gibi öncü uluslararası toplumsal hareketleri buluşturdu.

Bu toplantıda kadınlar, hem örgütleyiciler hem de katılımcılar olarak önemli bir bileşendi. Sélingué’deki Nyéléni Forumu, düşmanca bir çevrede kendisini bir kadın olarak var etme mücadelesi veren Malili efsane köylü kadının şerefine bu adı aldı. Toplantılara Afrika, Amerika, Avrupa, Asya ve Okyanusya’dan heyetler katıldı ve kadınların haklarının ihlâl edilmesinin başlıca sorumlusunun kapitalist ve ataerkil sistem olduğu ifade edilerek, bu sistemi değiştirmekte kararlı olunduğu bir kez daha dile getirildi.

Dünya Kadın Yürüyüşü, gıda egemenliğini bilhassa kadınlar için kimsenin mahrum edilemeyeceği bir hak olarak kabul etti. Dünya Kadın Yürüyüşü uluslararası sekreterya koordinatörü Miriam Nobre, Ekim 2006’da küresel feminist hareket içindeki Via Campesina Kadınları Dünya Kongresi’ne katıldı. Ekim 2008’de İspanya-Vigo’da gerçekleştirilen 7. Uluslararası Dünya Kadın Yürüyüşü Toplantısı’nda gıda egemenliği konulu, feminist mücadele ile köylü kadınların mücadelesi arasındaki bağlantıları ortaya koyan bir forum ve sergi düzenlendi.

Bu işbirliğinin başarısı, hem Dünya Kadın Yürüyüşü’nün hem de Via Campesina’nın faal üyesi olan kadınlarda somutlaştı. Bu deneyimler daha sıkı bağları ve iki ağ arasındaki daha fazla işbirliğini beraberinde getirmekte ve kapitalizme ve ataerkiye karşı verilen daha geniş çaplı mücadelenin bir parçası olan köylü kadınların feminist mücadelesini güçlendirmekte.

Sonuç

Mevcut küresel gıda sistemi, toplumların gıda güvenliğini sağlamayı başaramadı. Bugün dünyanın dört bir yanında bir milyardan fazla insan açlıktan muzdarip. Küresel gıda sisteminin, iklim değişikliğine yol açan ve tarımsal-biyolojik çeşitliliği tahrip eden yoğun tarım-sanayi modelini teşvik etmek gibi çevreye son derece olumsuz bir etkisi var. Bu sistem bilhassa kadınlara büyük zarar veriyor.

Bu tarım modeline alternatifler geliştirmek, bir toplumsal cinsiyet perspektifi inşa etmeyi gerektiriyor. Baskın tarım-sanayi modeline alternatif olan gıda egemenliği, ataerkil ve kapitalist mantıktan kopuşu gerçekleştirebilmek için feminist bir konum almak zorunda.

Gıda egemenliği için en geniş uluslararası hareket olan Via Campesina, şu doğrultuda ilerliyor: Kuzey’deki ve Güney’deki, kentlerdeki ve kırsaldaki kadınlar ve kadınlarla yoldaşları arasındaki dayanışmayı ve ağları güçlendirmek için diğer toplumsal hareketlerle – bilhassa Dünya Kadın Yürüyüşü gibi feminist ağlarla ve örgütlerle – işbirliği yapmak. Via Campesina’nın dediği gibi: “Mücadeleyi küreselleştirelim. Umudu küreselleştirelim.”

Kaynakça

2. Uluslararası Kadın Çiftçiler Meclisi (2004) Declaration of the Second International Assembly of Women Farmers.

Antentas, JM. ve Vivas, E. (2009a) “La Via Campesina to Global Justice” Political Ecology, Sayı. 38, s. 97-99.

Bello, W. (2009). The Food Wars London. Verso.

Desmarais, Annette A. (2007) La Via Campesina. Globalization and the power of the peasantry Madrid. Editorial Popular.

La Vía Campesina EHNE ve (2009) La Vía Campesina. The struggles of the peasantry and world.

La Via Campesina (2006) World Congress of Women of La Via Campesina.

McMichael, P. (2006) “Feeding the world: agriculture, development and ecology” en Panitch, L. y Leys, C. Socialist Register 2007. Londra. Merlin Press, s. 170-194.

Food Sovereignty, Biodiversity and Cultures (2010) “Tour of the Peasant Struggles” in Soberanía alimentaria, biodiversidad y culturas, nº1, s. 3-10.

* Bu makale, Food Movements Unite! Strategies to Transform Our Food System‘de yayınlanan daha uzun bir makalenin bir bölümüdür. (Food First, 2011).

* Esther Vivas blog‘dan.