Yeniyol, bundan 25 yıl önce tabloid boyda aylık bir müdahale dergisi olarak yayınlanmaya başlamıştı. Fakat zorunlu nedenlerle bu biçim ve periyot sürekli kılınamadı. 1999’dan bu yana ise üç ayda bir hem biçim hem içerik olarak daha “kitabi” bir Yeniyol ile karşınıza çıktık. Yeniyol’un bu halini de sevdik ama daha sık yayınlanan, daha müdahaleci bir siyasi derginin ihtiyacını hep hissettik.

Elinizdeki dergi bu ihtiyaçtan doğdu. Şimdilik iki ayda bir yayınlanacak ama hedefimiz bir yıl içinde bunu aylık bir yayına dönüştürmek. Böylece siyasal gündemi, emek hareketini ve toplumsal muhalefeti daha yakından takip edebilmeyi umuyoruz. Bunun için daha kısa ve çeşitli yazılardan, daha hareketli sayfalardan oluşan bir dergi hazırlamaya çalıştık. Fakat yılların alışkanlığı kolayca değişmiyor. İlk sayı itibariyle çeşitli aksaklıkların ve acemiliklerin işin içinde olduğu muhakkak ama hızla bunların üstesinden gelme kararlılığımız baki.

Uzun zamandır yayınlanageldiği biçimiyle Yeniyol’un da, üç aylık değil ama altı aylık bir periyotla, teorik bir dergi olarak varlığını sürdüreceğini ekleyelim. Daha etraflı ele alınması gereken meseleleri bu dergi aracılığıyla tartışmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde web sitemiz de kısa bir süre içinde yenilenmiş haliyle, daha sık ve düzenli aralıklarla güncellenerek karşınızda olacak. Birbirini besleyen ve tamamlayan bütünlüklü bir yayın faaliyeti, zorlu bir görev olarak önümüzde.

Bu sayının gündeminde anayasa ve rejim tartışmalarını, son üniversite eylemlerini, kentsel dönüşüm yağmasını ele almaya çalıştık. Söz konusu meselelerin sosyalist hareket ve toplumsal muhalefet açısından ne gibi sonuçlar doğuracağı sorusu ise bu yazılardaki değinmelerin ötesinde kararlı bir mücadelenin cevaplandırabileceği nitelikte.

Geçtiğimiz aylarda metal işkolunda yaşanan gelişmeler kuşkusuz heyecan vericiydi, fakat “Metal Soğursa Gelecek Donar” başlıklı yazıda da okuyabileceğiniz gibi emek cephesinde güç ilişkilerinin değişmesi çok da kolay değil. “İşçilerin Öfkesi ve Genel Grev” yazısı tam da bu zorlu yolun nasıl katedilebileceği ve güç ilişkilerinin nasıl dönüştürülebileceğine ilişkin bir fikri egzersiz niteliğinde. Emek sayfalarındaki son yazımız ise “işsizlerin ve güvencesizlerin sendikası” Umut-Sen’in kuruluşunu selamlıyor.