Emeğin Direnişi için 1 Mayıs’ta Meydanlara!
Kitlelerin nazarında, devrimi, şiddet ve terörle özdeşleştirdiler. Geleceği inşa etmek için ürettiğimiz umutları ve hayalleri taşıyan kelimeler yara aldı. Ne kelimelerin, ne zamanın, ne de bizlerin bu tarihsel sınavların dışında kalması mümkündü.
Fakat yenilmek değil, teslim olmamaktı esas mesele.
Bu nedenle nerede baskı ve zulüm varsa orada direnmeyi görev bildik.
Bu nedenle, bencil hesapların ve her yere sinmiş rekabetin karşısında paylaşımı, dünyanın özelleştirilmesine karşı dayanışmayı, doğanın ve canlıların yok oluşu karşısında ortak yaşam hakkını savunmaktan usanmadık.
Yüzyılı aşan toplumsal devrimlerden ve sınırları aşan mücadelelerden öğrendiklerimiz, özörgütlenme ve özyönetim biçimlerine esin kaynağı oldu. İhanetlerden, pazarlıklardan, dayatmalardan, baskılardan bunalan, yorulan, hırpalanan zihinlerimiz ve var oluş mücadelesi veren yüreklerimiz vazgeçmedi.
Bu çatışma muktedirlerin yasallığının karşısına ezilenlerin meşruiyetinin dikilmesiyle çözülür, biliyoruz.
Ve mücadelemizin cesaretini sınıf mücadelesinin tarihsel birikim ve deneyimlerinden alıyoruz.
Çalışma koşullarımız, sakatlanıp iş yapamaz hale gelişimiz, iş kazalarında kayıplarımız; sağlık, eğitim ve barınma başta, temel haklarımızdan yoksunluğumuz; özelleştirmeyle,taşeronlaştırmayla, güvencesizlikle gitgide değersizleştirilen emeğimiz; tarlalardan fabrikalara, plazalardan hastanelere, okullardan evlerimizin içine kadar sinen ve bulaşıcı bir hastalık gibi vücudumuzdan söküp atamayacağımız hissini yaratan bu ezen-ezilen ilişkisi karşısında emekçilerin, kadınların, LGBTİ bireylerin, işsizlerin, göçmenlerin direnişini örüyoruz.
Gezi Direnişinden aldığımız güçle; AKP’ye, Cemaate, TÜSİAD’a olan öfkemizle; ekolojist, feminist, enternasyonalist bir sosyalizme olan inancımızla,
Başta Taksim olmak üzere 1 Mayıs’ta meydanlardayız!