Geçtiğimiz aylarda, Suriye ve Irak’ta giderek yoğunlaşan çatışma Ortadoğu’daki insanları vurdu. Bu tırmanış, hem – başta ABD, Rusya ve Avrupa ülkeleri olmak üzere – küresel emperyalist güçler ve hem de Suudi Arabistan, Katar, Türkiye ve İran dahil olmak üzere bölgesel emperyalist aktörler tarafından finanse edilmiştir. Bu çatışmalar karşı-devrimin iki belirgin şeklinin ürünüdür: bir tarafta yerel diktatörlükler ve karşı-devrimci rejimler, ve diğer tarafta IŞİD gibi gerici İslamcı kuvvetler. Önde gelen uluslararası ve bölgesel güçlerin bölge üzerinde politik ve ekonomik egemenliklerini dayatmadaki kararlılıkları da aynı zamanda şimdiki trajedinin esas bir nedenidir.
Suriye’de karşı-devrim Esad rejiminin desteklenmesi şeklini almıştır. Rusya’nın ölümcül saldırıları ve İran, Hizbullah ve mezhepçi Irak milislerinin müdahalesi bu son derece gerici, anti-demokratik projeyi desteklemektedir. Esad, Kürt kuvvetleri dahil Suriye’deki demokratik ve devrimci kuvvetlere Batılı güçlerin rutin bir şekilde gösterdikleri güvensizlik tarafından da beslenmektedir.
Demokratik ve sosyal açıdan adaletli bir gelecek için mücadele edenler, Suriye rejimi, emperyalistler ve bölgedeki müttefiklerinin ilk hedefleridir. Suriye demokratik kuvvetleri aynı zamanda, Körfez monarşileri ve Türkiye tarafından, doğrudan veya dolaylı olarak, bir veya birkaç kez desteklenen, karşı-devrimci bir rol oynayan İslamcı kuvvetlerin de hedefidir.
Her zaman olduğu gibi, kadınlar savaşın ilk kurbanlarıdır. Tecavüz, kaçırılma ve hatta kadınların satılması, çatışmanın dehşet verici uzantılarıdır.
IŞİD nedir? IŞİD, hem uluslararası ve bölgesel emperyalist saldırganlıkların ve hem de bölgedeki, özellikle Irak ve Suriye’deki rejimlerin diktatoryal, mezhepçi doğasının yarattığı bir oluşumdur. Bölgedeki mezhepçi gerilimlerin yükselmesi, aynı zamanda, iç baskıların ve dışsaldırganlığın bu ölümcül bileşiminin de sonucudur.
Ankara, Beyrut, Paris, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Tunus’taki son saldırıları ve Mısır’daki Rus uçağına yapılan saldırıyı bu bağlamda anlamalıyız. Bu saldırılar sadece, saldırıların oluşmasına sebep olan kötülüğü – devlet terörünü güçlendirir.
“Teröre karşı Savaş” söylemi, savaşta ve ırkçılıkta, otoriter devlet güvenlik politikalarının tırmandırılmasında somut ifadesini bulur. Irkçılık, özellikle İslamofobi, katlanarak artmış ve Avrupa çapında devlet politikası olmuştur. Diktatörlüklere olan desteklerini ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaları haklı göstermek için emperyalist güçler terörle mücadele söylemini kullanmışlardır, öte yandan bölgesel diktatörler kendi yaptıkları baskıları savunmak için aynı dili kullanmışlardır.
Şimdi, Fransa, Rusya, ABD, Türkiye ve Suriye rejimini – her birinin kendi özel çıkarları olmasına rağmen- birleştiren bu aynı kapsayıcı dünya görüşüdür, öyle ki bu ülkeler, Suriye’deki hava saldırılarını ve askeri manevralarını, doğrudan veya dolaylı olarak, koordine etmektedirler.
“Terörizm karşıtı” bir savaş adına, bugün Fransa devleti terörize etme gücünü talep etmektedir. Sözde “Fransa değerleri” adına, özgürlüklere saldırılmaktadır. Bir taraftan savaş ve asil “değerler” hakkında yapılan bütün konuşmalar Fransız işçi sınıfının siyasi ve sosyal özlemlerine cevaplar temin etmekte aciz kalırken, diğer taraftan François Hollande, otoriterce ve paldır küldür bir acalecilik içinde, Suriye ve Irak’ı bombalamaktadır. Bu arada, belgesiz göçmenler, mülteciler, Müslümanlar, peçeli kadınlar, Romanlar, yabancılar ve diğerlerinin tamamı “içerideki düşman” olarak tanımlanmaya yatkındırlar.
Geniş Ortadoğu coğrafyası genelinde, politik rakiplere karşı devlet baskısı ve toplumsal hareketler artışa geçmiştir; Mısır’da ve başka yerlerde, son aylarda yüzlerce ölüm cezası verilmiştir.
Büyük ezilen yığınlarının geçici olarak hareketsizleştirilmesi ve mekansal yönelim bozuklukları karşısında, yapıcı inisiyatifler alarak güçlüklere karşı durmayı yükseltmeliyiz. Pratikte bunun anlamı:
– Acımasız politikalara karşı çıkmak; herkesin demokratik haklarını savunmak.
– Diktatörlüklere ve karşı-devrimci rejimlere karşı olan amansız muhalefetin yanında, bütün emperyalist saldırganlıklara karşı çıkmak.
– Batılı askeri kuvvetlerin bombalama ve diğer doğrudan katılımını içeren ve aynı zamanda çatışmaya Batı tarafından desteklenen kuvvetlerin silahlı katılımını da içeren, Suriye’deki Batılı askeri kampanyaya karşı çıkmak.
– Başka yerlerde olduğu gibi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da karşı-devrimin bütün şekillerine karşı mücadele etmek.
– İster Avrupa’da, ister Asya veya Afrika’da olsun – baskıcı güvenlik politikalarına, ırkçılığa ve kemer sıkmaya karşı mücadele etmek.
– “Kale Avrupa” ile mücadele etmek; bütün mülteciler ve göçmenler için sınırların açılmasını ve iyi yaşam şartlarını talep etmek
– Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da ve bütün dünyada kurtuluşları ve özgürlükleri için mücadele eden insanlarla dayanışmayı güçlendirmek.
Arap bölgesinde demokratik ve ilerici anti-emperyalist güçlerle dayanışma.
Özgürlük için ve yabancı saldırganlığına karşı meşru mücadelelerinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarıyla dayanışma: Bölge halklarının özgürleşmesinin halkların kendi eseri olacağı konusunda ısrar ediyoruz.
İmzacılar:
Revolutionary Left Current – Syria
Socialist Forum – Lebanon
Revolutionary Socialists – Egypt
Socialist Review Center- Kurdistan
Al Munadil-a Current – Morocco
Emancipation Démocratique – Moroccco
Workers’ Left League (LGO – Ligue de la Gauche Ouvrière) – Tunisia
Sosyalist Demokrasi İçin Yeniyol – Türkiye
Revolutionary Communist League-Socialist Workers Party (LCR-SAP, Ligue Communiste Révolutionnaire-Socialistische Arbeiderspartij) – Belgium
Socialist Resistance – Britain
Socialist Workers Party (SWP) – Britain
Revolutionary Socialism in the 21st Century (rs21) – Britain
The Editors, Salvage – Britain
New Anticapitalist Party (NPA, Nouveau Parti Anticapitaliste) – France
Internationale Sozialistische Linke (ISL) – Germany
Revolutionär Sozialistischer Bund – Germany
Irish Socialist Workers Party – Ireland
SAP-Grenzeloos – Netherlands
Internationale Socialisten – Netherlands
“Open Left” Platform – Russia
International Socialists Scotland (ISS) – Scotland
Anticapitalistas – Spanish State
En lucha-En lluita – Spanish State
SolidaritéS – Switzerland
Socialist Alternative – Australia
Achin Vanaik, Retd. Professor of International Relations, University of Delhi – India
Farooq Tariq, general secretary Awami Workers Party (AWP) – Pakistan
Nava Sama Samaja Party (NSSP) – Sri Lanka
International Socialist Organization (ISO) – USA