1 Ekim Referandumu hakkında Anticapitalistas’ın Açıklaması
1 – Katalonya’da 1 Ekimde yapılan referandum bir dizi temel soruyu gündeme getiriyor. Halk Partisi (Partido Popular-PP) hükûmetinin ve devlet aygıtının vahşi tepkisi, halkın demokratik taleplerine medeni bir karşılık vermekten aciz, otoriter bir projeyi gözler önüne serdi. Rajoy hükûmetince aksettirilen bu görüntü, dünyadaki tüm mecralarda yayımlanıyor ve bizi geç dönem Frankoculuğun karanlık zamanlarına geri götürüyor. Oy sandıklarına el koyan veya oy kullanma hakkını kullanmak isteyenleri döven polisin görüntüleri her gerçek demokratın yüzü kızartmış ve olanlara karşı çıkmasına sebep olmuştur. Hükûmetin ve devlet aygıtının eylemlerini kınıyor ve içinde Anticapitalistas militanlarının da olduğu yüzlerce yaralının duygularını paylaşıyoruz.
2 – Katalan halkı hem son haftalarda hem de 1 Ekimde dev bir özörgütlenme kapasitesi ve müşterek irade sergiledi. Kitlesel bir sivil itaatsizlik hareketi yarattılar: yerel bazda okul ve üniversite işgal ettiler, polis provokasyonu karşısında soğukkanlılıklarını korudular, referandumun korunması için taban komiteler kurdular. İşçi sınıfını ve halk kitlelerini içine alan, resmi politika çerçevesinin ötesine geçen, geniş çaplı bir seferberlik yarattılar. Referandumun başarıyla gerçekleştirilebilmiş olması bize bir siyasal elit operasyonunun ötesinde bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Sade yurttaşların merkezi hükûmetle sürdürmeye niyetli oldukları ilişki hakkındaki kararlarını beyan ettiği geniş bir hareketle karşı karşıyayız.
Katalonya’daki ulusal egemenlik yanlısı hareket, inkâr etmesi gittikçe güçleşen iki unsuru gündeme getiriyor. Bir yanda, anayasa reformu yapmanın ve 1978 rejimini bir federasyona dönüştürmenin imkânsızlığı (ki bu farklı tarafların özgür iradesini ve egemenliğini tanımak anlamına gelir). Diğer yanda, çalışan sınıfların kurumsal sınırların ötesine geçmesinin yegâne yolunun kitlesel sivil itaatsizlik eylemleri olduğu.
3 – PP-İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE)-Ciudadanos [« Yurttaşlar », Albert Rivera’nın başkanlığını yaptığı Katalonya merkezli bir parti]’tan oluşan üçlü rejim Katalan halkına demokratik ve barışçıl bir çözüm sunayı sistematik olarak reddetti. Bu strateji acınası bir yenilgiyle sona erdi. PP hükûmetinin otoriterliğinin diyalog köprülerini yıktığı bir ortamda referandum başarıyla gerçekleştirildi. Ortaya çıkan sonuç Katalonya’da yaşayanların İspanya Devletine entegrasyonun [Federal Devlete entegre bir Katalan Devleti] mümkün olmadığını görmesini sağladı. PSOE, Mariano Rajoy’a biat etti ve farklı bir çözüm öne süremedi. PSOE başkanı Pedro Sánchez’in teklif ettiği sözde ıslahat, PP’nin teklifine alternatif teşkil etmeyen, kozmetik bir değişimden fazlasını sunmayan bir teklifti.
4 – 3 Ekim Salı günü, Katalan halkının seçme hakkını devletin baskısına karşı savunmak için sendikalar genel grev çağrısı yaptı. Katalan kurucu sürecinin sadece bir azınlığa fayda sağlayan ekonomik modeli sorgulaması için aşağıdakilerin eylemliliği şart. Emekçi halk kitleleri kendilerini, yukarıdakilere karşı verdikleri bu mücadelede bulurlar. Ve biz de onların yanında oluruz.
5 – İspanyol seçkinleri “Katalan sorununu” çözmekte başarısız oldular. Düşmanlığı kışkırtarak,demokrasiyi zayıflatarak ve sade insanlara karşı şiddet kullanarak işleri daha da berbat ettiler. Seçkinlerin içinde, Katalan sorununun demokratik çözümünü engelleyen ve diyalog kapılarını kapayan PP’nin ve Mariano Rajoy hükûmetinin ağırlığı belirleyici oldu. Gerici bloğun bu pozisyonu, krizin başlangıcından beri deneyimlediğimiz sosyal haklardaki, emek ve çevre haklarındaki gerilemeyi İspanya’nın geri kalanında sağlamlaştırma konusunda Rajoy’un elini güçlendirecek.
Kimse hataya düşmesin: Mariano Rajoy’un Katalan sorunu çerçevesinde güçlenmesi ülkenin geri kalanında bizim sahip olduğumuz hakların zayıflaması anlamına gelecek. Bu, Katalonya’nın ötesinde bir sorun.
Yeni bir ülke ancak PP’nin hükûmette yer almadığı koşullarda kurulabilir. Bu yüzden Rajoy’u hükûmet koltuğundan indirmek için çalışmalıyız. Bu açmaz karşısında Sánchez’in pozisyonu mahcup bir Rajoy hükûmeti savunusu oldu. Böylece toplumun çoğunluğunun yararına bir kurucu blok için Sánchez’e bel bağlamayan bir siyasetin sınırlılıklarını görmüş olduk. Bu durum onu PSOE’yi dönüştürmek ve PP’nin karşısına dikilebilmek için bir seçenek olarak görenleri hayal kırıklığına uğramıştır sadece. Çalışan sınıflar için yeni bir projenin ancak 1978 rejiminin ötesine geçebilecek bir kurucu süreçle mümkün olabileceği daha da aşikar hale gelmiştir.
Bu yüzden Katalan halkının verdiği kararın meşruluğunu savunan ve aynı zamanda da PP’nin gerici saldırısına karşı duran demokratik bir hareketi yükseltmek gerekir şimdi. Rejimin yapamadığını yapmaya muktedir bir toplumsal çoğunluğu ancak böyle kurabiliriz: Denkler arasında ve baskılardan azade bir diyalog aracılığıyla, aşağıdakilerin temel aktörlerini oluşturduğu ve ilişki biçiminin ancak tarafların iradesiyle belirleneceği özgür, dayanışmacı ve demokratik birarada yaşamı inşa etmek için mücadele yürütecek bir çoğunluk.
Anticapitalistas
Madrid, 3 Ekim 2017