15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından başlatılan Milli seferberlik havası, muhalefetin de güç ve meşruluk vermesiyle, AKP’nin elinde oldukça güçlü bir silah halini aldı. Bugün içerisinde bulunduğumuz ortamda, AKP’nin siyasi operasyon ve kararlarının sorgulanması dahi vatana ihanetle suçlanmak için yeter sebep düzeyindedir. İktidarın olanaklarını cemaatle birlikte kullanıp, düzenin eski sahiplerini birlikte tasfiye eden ve bugünkü gücüne bu tasfiye operasyonları sayesinde kavuşan AKP, bu tarihi unutturmak için Gülen’in evinin tuvalet yapılmasından, vatan hainleri mezarlığının kurulmasına dek aşırı şovlara başvurmakta; eline geçirdiği intikam silahlığının meşruluğunu titizlikle korumak istemektedir.
 
Kendisini böyle bir meşruluk içerisinde gören ve çıkardığı OHAL ile yasal olarak da elini güçlendiren AKP’nin, cemaatten sonraki ilk hedefi Kürt Hareketi olmuştur. Bölge illerinde yapılan operasyonlarla birçok siyasetçi gözaltına alınırken, belediyelere kayyum atanması tartışmaları yeniden başlatılmış, hareketin içerisindeki birçok kurum ve bireyin sosyal medya hesapları sansürlenmiş ve dün akşam saatlerinde Özgür Gündem gazetesi kapatılarak, binası basılıp çalışanları gözaltına alınmıştır. Son bir yılda yaşanan savaş, HDP’nin meclisten atılmak istenmesi, gözaltına alınan Hurşit Külter’den 82 gündür haber alınamaması ve son olarak bu yaşananlar, AKP’nin 90’lar konseptini iştahla sahiplendiğini, hatta onu aşan bir süreci yaratmak istediğini kanıtlamaktadır.
 
1992 yılından bugüne kadar 21 çalışanı öldürülen, sorumlu yazı işleri müdürleri ve yazarları toplam 197 yıl hapis cezası alan, büroları bombalanan, onlarca kez kapatılıp, yüzlerce sayısı toplatılan Özgür Gündem geleneği, 24 yıldır bu baskılara direnmeyi bilmiş, bugünlere gelebilmiştir. Bu sansür ve susturma girişimi de hüsranla sonuçlanacak, yarına kalan yine gerçekler ve gerçeklerin peşinden gidenler olacaktır.

 

Sosyalist Demokrasi için Yeniyol