Dağlıca’da askerlerin, Iğdır’da polislerin hayatını kaybetmesinin ardından aradıkları siyasi fırsatı ele geçirmenin mutluluğuyla sokaklara çıkartılan faşist ve ırkçı kitleler, 120’yi aşkın HDP binasını tahrip etti, Kürdistan illerine ait yolcu otobüslerini taşladı, esmer insanları sırf Kürde benzedikleri için öldürmeye çalıştı, Kürtlere ait dükkanları yağmaladı, Kırşehir’de Komünist Partili bir kitapçıyı ateşe verdi, Ankara’da CHP Sincan örgütünü talan etti. Yine Ankara’da Alevi mahallesi Tuzluçayır’a polis eşliğinde yürümek istedi, Kamp Armen’de direnenlere bıçaklarla saldırdı, CHP’li Çanakkale belediye başkanını linç etmeye yöneldi. “Teröre” destek verdiği iddiasıyla iki gün üst üste Hürriyet binası da saldırıya uğradı.
Terörü lanetlemek için düzenlendiği iddia edilen bu yürüyüşlerin hedeflerinin bu kadar çeşitli olması ve bu hedeflerin AKP’nin düşman gözüyle baktığı kesimlerden oluşması, özellikle HDP’nin ana hedef olarak öne çıkması, iki gündür yaşadıklarımızın münferit hadiseler olmadığını, başlangıç aşamasında tek bir merkezden planlanan bir provokasyon olduğunu göstermektedir. Fakat hızla envai çeşit milliyetçi güruh da, ya örgütlü biçimde ya da durumdan vazife çıkararaktan bu ırkçı saldırılara dâhil olmuştur.
7 Haziran seçimleri öncesi, AKP tarafından, Ağrı’da, Şırnak’ta, Diyarbakır’da organize edilen provokasyonların başarısızlığı HDP’nin elde ettiği yüzde 13 ile ortaya çıkmıştı. Bundan ders alan Saray ve AKP provokasyonların kapsamını büyüterek, meseleyi PKK’ye karşı askeri operasyonlar çerçevesinden çıkartıp Kürt halkına dönük kitlesel pogromlara dönüştürmeye çalışmaktadır.
İki gündür süren şovenist ve ırkçı histerinin AKP eliyle kışkırtılmasının amacı, yaşanan bütün ölümlerin sorumlusu olarak HDP’yi öne çıkartmak, buradan hareketle HDP’yi 1 Kasım seçimlerinde baraj altında bırakmaktır. HDP’nin Türkiyelileşme olarak adlandırdığı, Batı’nın Doğu’ya, Doğu’nun Batı’ya kulak vermesini sonlandırmak, Kürt ve Türk halkını derin bir şekilde birbirinden koparmaktır. Barış çığlıklarını linç kitlelerinin “katliam istiyoruz” sloganlarıyla boğmak, olağanüstü koşullarda yapılan seçimlerde başkanlığı kurtaracak bir başarı elde etmektir amaç.
İki gündür Türkiye’nin her köşesinde faşistlerin ve AKP rejiminin kolluk kuvvetlerinin saldırısı altında bulunan Kürt halkının yanındayız. Kendi iktidar ve serveti için ülkeyi iç savaşa sokmayı bile göze alan Saray’ın saldırısına karşı demokratik zeminde barış mücadelesini sürdürme kararlılığında olan HDP’ye birlikteyiz.
Sosyalist Demokrasi için Yeniyol