5 Ocak 2016 –

 

24 Kasım 2015 tarihinde bir Rus savaş uçağının Türkiye hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından düşürülmesi iki devlet arasındaki ilişkileri yeni bir boyuta taşımıştır. Esasında bu hadise, Suriye’deki iç savaş konusunda iki zıt stratejinin çarpışmasının beklenebilecek bir sonucudur.
 
Putin’in Esad diktatörlüğünü korumaya dönük askeri müdahaleciliği, Şam rejimini devirmek için cihatçı çetelerle açıkça işbirliğine gitmekten çekinmeyen Erdoğan için kabul edilebilir değildi elbette. Fakat Türkiye’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ve Türk Akımı doğalgaz boru hattı projesi nedeniyle gerilim mümkün mertebe ertelenmiş ve hemen açık bir karşıtlığa dönüşmemişti. Ancak Suriye’nin merkezinde bulunduğu bu kaotik jeopolitik oyunun içinde iplerin kopmaması pek küçük bir ihtimaldi. Türkiye Rus uçağını düşürerek  Putin’e Türkiye’nin yanı sıra NATO’yla da çatışmak durumunda kalabileceğine dair bir gözdağı vermek istedi. Buna karşılık Putin  her şeyi göze alabileceğini kanıtlayacak bir güç gösterisiyle yanıt verdi.
 
Şunu da belirtmek gerekir ki siyasal tarz açısından  Putin ile Erdoğan’ı birbirine yakınlaştıran ne var idiyse, bu çatışmanın meydana gelişinde de o belirleyici olmuştur. Bu, kendi tarihsel rollerine ilişkin megalomanik bir algının, milliyetçi bir retoriğin ve dış politikada emperyal heveslerin bir bileşimidir. Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki “Türkmen kardeşleri”ne ilişkin ileri sürdüğü argüman, ne ilginçtir ki Putin’in, Ukrayna’nın Rusya’nın sınırlarını aşan etnik ve kültürel bir “Rus dünyası”nın parçası olduğuna ilişkin demagojisiyle fazlasıyla örtüşür.
 
Bu bölgesel gerilim koşullarında bizler, Rusya’dan ve Türkiye’den Devrimci Marksistler olarak hükümetlerimizin Suriye’de, Kürdistan’da, Ukrayna’da ya da dünyanın herhangi bir bölgesinde sürdürmekte olduğu saldırgan politikalara,  askeri saldırılara, müdahalelere ve emperyal hırslara hayır diyoruz. Savaşa ve milliyetçi-militarist tahakküme karşı ses çıkarmak ve ayağa kalkmak, bugün her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır.

 

OpenLeft Kolektif – Rusya

Sosyalist Demokrasi İçin Yeniyol – Türkiye