Fransa’nın Lisle-Sur Tarn bölgesinin güneybatısı olan Sivens’te yapımına başlanan baraj projesine karşı uzun zamandır aktivistlerin mücadelesi devam ediyor. Fakat 26 Ekim günü bu mücadelede bir kırılma noktası yaşandı. 21 yaşındaki ekolo-aktivist Rémi Fraisse Sivens’te öldü(rüldü). Fransız medyası otopsi sonuçlarına göre Fraisse’in ölüm nedeninin polisin kullandığı ses bombası olduğunu duyurdu. Hükümet ise ölüm nedeninin henüz tam olarak belirlenemediğini belirtirken, Fransız yetkilileri şu an için Sivens Baraj projesini durdurduklarını açıkladı.[1]

Aslında Sivens Baraj projesi de dahil olmak üzere, uzun yıllardır Fransız aktivistleri bu tipte birçok projeye karşı mücadele vermekteler. Fransız Hükümeti, koruma altındaki birçok kamusal alanı -ZAD (Zone d’Aménagement Différé) – şirketlerin kar amaçlı projelerine açmakta. Son olarak Sivens baraj projesiyle 24 endüstriyel tarım şirketine su sağlanması ve bundan büyük rakamlarda kar elde edilmesi söz konusuydu. Buna karşılık Sivens’teki 39 hektarlık orman talan edilecek ve yüze yakın canlı türü yok olacaktı.

 

 

İşte Rémi Fraisse’in bu mücadele uğruna ölümü Fransa’da onlarca şehirde binlerce kişiyi sokaklara döktü. Başbakan Manuel Valls ise, “kasıtlı şiddet” olarak nitelediği bu eylemleri kınarken, bunları Rémi Fraisse’in hatırasına saygısızlık olarak nitelendirdi.

Anaakım medya ve Fransız hükümet yetkilileri, Fraisse’in ölümünün hesabını sormak için sokağa çıkan binlerce eylemciye, “şiddet yanlıları”, “demokrasi düşmanları”, radikal göstericiler”, “vandallar” diyedursun, Fransız “çapulcuları” mücadeleye devam ediyor…

Fraisse’in öğrenci olduğu Toulouse’da, üniversitelerde ve meydanlarda eylemler, forumlar, işgaller devam ediyor. Paris’te geçtiğimiz hafta liseliler 20’den fazla okulu işgal ettiler. Gene Nantes, Rennes, Lyon, Dijon gibi diğer Fransız şehir meydanları “Ni oubli ni pardon pour Rémi”[2] sesleriyle dolu…

Son olarak 8 Kasım’daki eylemlerde özellikle Toulouse ve Nantes gibi şehirlerde eylemlerin yapılmasına izin verilmediği ve polisin çok sert müdahalede bulunduğu görüldü. Öte yanda eylemlerde artan polis şiddetine rağmen, Fransız solu pasif bir tutum izlemekte. NPA (Nouveau Parti Anticapitaliste) dışında eylemlere çağrı yapan büyük örgütlü sol yapı bulunmamakta. Toulouse’daki son eylemlerin ardından gözaltına alınan on kişi arasında bir NPA militanı da yer almakta.

22 Kasım’da polis şiddetine karşı Fransa’da ve bütün dünyada enternasyonal dayanışma günü ilan edildi. Fransa’dan tüm dünyaya Rémi için, polis şiddetine karşı, kapitalizmin hırslı kölelerine karşı doğan bu mücadeleyi büyütelim! Bertolt Brecht’in dediği gibi, “Celui qui combat peut perdre, mais celui qui ne combat pas a déjà perdu” ! [3]

 

Yaşasın enternasyonal dayanışma!

 

[1]İçişleri Bakanı Bernard Cazeneuve 13 Kasım’da yaptığı basın toplantısında “saldırı bombası” adı verilen yüksek basınçlı gaz ve ses bombalarının Rémi Fraisse’in ölümüne neden olduğunu kabul etti ve bu tip bombaların yasaklandığını duyurdu. Düşük basınçlı gaz bombalarının kullanımına ise daha sıkı kurallara tabi olmak kaydıyla devam edilecek.

[2] “Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz, Remi”

[3] “Mücadele edenler kaybedebilir, fakat etmeyenler çoktan kaybetmiştir”.